Geri

Hakikat Böyle... Tükettik!

Maneviyatı bitirenin maddiyat olduğu söylenir; maddi olarak çöküşümüz doğrudur, bugün olduğu gibi ama manevi çöküş elbisesini varlıklı ve ya yoksul Türk toplumuna yakıştırmak kimsenin haddine değildir.!

13:47:44 | 2022-06-13
Recep SÖYLEMEZ
Recep SÖYLEMEZ      gazeteekip55@gmail.com
Köşe Yazısını Sesli Dinle

Maneviyatı bitirenin maddiyat olduğu söylenir; maddi olarak çöküşümüz doğrudur, bugün olduğu gibi ama manevi çöküş elbisesini varlıklı ve ya yoksul Türk toplumuna yakıştırmak kimsenin haddine değildir.!

*
Sezai Karakoç’un şairliğini, düşünce adamı kimliğinden ayırmak eksik bir bakış olacaktır.

O, şiir ve düşüncelerini bir akım, kendi deyimiyle “hakikat akımı” olarak tanımlamış değerlerimizdendir.

Ülkemizde, üretim yerine tüketimle anılan kaos günlerinin yaşanmasına neden olan Tarım ve Hazine Bakanlıklarımız, emsali görülmemiş bir tükenmişliği sergilerlerken, halk tarafından “tüketiliyoruz” düşüncesinin hakim günlerinde, sahipsiz (anonim) bir şiir olan ‘Tükettik’ aklıma geldi.

Karakoç’un şiir anlayışıyla bağdaşmasa da ona izafe edilen o meşhur dörtlük hani...

“Baharı yaz uğruna,
Aşkı naz uğruna,
Ve papatyaları fal uğruna,
Derken ömrü tükettik bir hiç uğruna”

Bu şiir merhum şairin sümeninin altında unutulmuş değil; basımevinin kayıtlarında da yok...
Ama arama motorları ve sosyal medyada yoğun bir şekilde şiirin altındaki imza sahibi olarak görmek mümkün, Karakoç’u..

Herneyse; gelelim ülkemizin içinde bulunduğu hakiki gündemimize, tükettik işte...

Müdebbir bir şekilde olmalıydı yapılan her hamle ama düşünmediler sonlarını ve emanet edileni; düşünemediler sahibin kendileriyle randevulu tarihte,
yeter artık! Dur diyeceğini!

Her şeyin bir sonunun var olduğu ve yaşanacağı günün geleceğini...

“ içinde bulunduğumuz ekonomik durumu görmeden yeni yatırımlar uğruna, özellikle 1923-1937 yılları arasında güç bela temeli atılıp, ülke ekonomisine büyük katkıları olan sanayi devlerimizi özelleştirme ve devamında satarak ticari tükenişimizi ve dolayısıyla tükenişlerini hızlandırdılar!

Ya da hükümetmeye başlayana kadar olan Milletin alınteri, devlet yatırımlarını...

Ne uğruna ?

Papatya yapraklarının seviyor-sevmiyor uğruna koparılışını ya da heba edilişini mesela...

Kelebek ve papatya hikayesini bilir misiniz?

Evvelden beridir papatyalar ve yaprakları “seviyor, sevmiyor” heyecanı arasında bir bir koparılıyor aşıklar (!) tarafından, işte o, misal koparıldı, Milletin mali &ticari envanterinden...

Öngörüsüz, İleriyi hesaplamadan tedbirsizce yapılan her işin sonu bugünkü tablonun değişmez resmidir.

Bilemediler ya da bilerek yaptılar!

Zümer-53 “Umut Allah'tan, umutsuzluk şeytandandır.” Ayetini bile bile, göre göre şeytanın ipine sarılmakta bulduk çareyi..!

Tükenmiş/Tüketilmişliğimize inandık resmen...

Bu makaleyi okuyan sen!

Ceddinden sana miras “Ümitsizlik içinden ümit çıkar” deyişini besmele gibi dilinde pelesenk haline getirme vaktidir.

Vakit O’vakittir ki, tükenmişliğin karşıtı yeniden diriliş, aslına dönme vaktidir!

Sana verilen yetkiyi yerinde kullanma vaktidir.

Kısmen bildiğin ve yaklaşmakta olduğun bu virajda oryantasyon yapmanı gerektirecek çabaya ihtiyacın yok; çünkü ATA’nın sana bıraktığı yaşanmışlıkları ve kazanımlı bir geçmişin var…

Yaklaşmakta olan bu keskin virajı da geçeceksin, tüketmeye müsaade eden ben/sen tüketilmeye daha fazla müsaade etmeyelim olmaz mı..?

Bir asırlık cumhuriyetimizin sahibi, tecrübeli ebeveyn ve çocukları; kalın sağlıcakla.


recep söylemezsezai karakoç