Ders almak, ders çıkartmak ERDEMLİKTİR!

Samsunspor bir kez daha dalgalı denize yakalanmış ve gemi limana yanaşamamıştır. Bu tecrübesizlik ve öngörüsüzlük maalesef gemiyi açıkta bekletmeden öteye bir yere gidememiş. Çapa ağır. Hadi yol alalım denildiğinde denizden Çapa çekilemiyor. Ağır geliyor, yük ağır, gemi bu ağırlığı kaldıramıyor. Sanırım bunun adı Şampiyonluk.

Şampiyonluk takımımıza ağır gelen bir yük ki bir türlü ne dalgalar aşılmış, ne çapa derinden çekilmiş, yük bahane edilerek açıkta beklenmek durumu daha kolay iş görülmüş. Soyut sözler, yaklaşımlar ile bir şeyleri anlatmaktan ziyade direk mevzuya girmek daha iyisi olacak.

Hatırlanacağı üzere Samsunspor bir dönem küme düşmüş, ertesi yıl şampiyon olmuş, ertesi yıl yine küme düşmüş, sonraki sezon yine şampiyon olmuş. Bu durum tam 7 kere yaşanmış.

Küme düşüldüğünde dersler çıkartılmış, sonrasında doğrular bulunmuş, doğru hareket edilmiş ve şampiyon olmuş takımımız. Ancak son 5 yıla baktığımızda ya küme düşmemeye, ya kümede kalmaya ya da İLK 6'ya oynayan bir takım havasında takım. Yüksel Yıldırımlı üç-dört sezona baktığımızda hiç bir sezondan ders çıkartılmamış, aksine daha da hüsran dolu görüntülere maruz kalmış.

Zenginin parası fakirin dilini yorarmış. Burda para ve maddiyattan söz edip kimsenin akıl hocalığını yapacak halimiz yok. Ancak yıllardır bu takımı yakından takip eden, her maçını saniyesini kaçırmadan, devre arasında tuvalete dahi gitmeyip yedek oyuncuların hal ve hareketlerini izleyen adeta teknik adam, yönetici, oyuncu koçu tecrübesine ulaşmış bir tribün gönüllüsü var karşımızda.

Siz bunların görüşlerini önemsemez, değer vermez, dinlemezseniz, biz yazan çizen ve durumu vakur bir şekilde ele alarak Vur Abalıya ölsün anlayışından uzak hatırlatmalar yapan, Samsunspor sevdalısı gazetecilerin düşünceleri ve yazdıklarına sağ duyulu yaklaşılmazsa …..? Kimi gazeteci kardeşlerimiz ve yorumcularımızın köşe yazıları eleştirildiğine de tanık olmuyor değiliz.

Bizler gördüklerimizi, tribündekiler izlediklerini, ekran başındakiler de yaşadıklarını yorumluyor. Bu kadar iş bilir hale gelmiş, adeta takımın 12. adamı kimliği ile hareket eden ve her defasında mütevaziliğini koruyarak takımın daha iyi olması için görüşlerini açıklayanlara maalesef kulak verilmedi.

İşte geçmişte 7 kez küme düşüp, 7 kez şampiyon olmanın özünde bu yatıyordu. Hatalar görüldü, yanlışlar düzeltildi, doğru adımlar atılarak hem teknik kadroda, hem futbolcu transferinde hem de oluşturulan yönetim kadrosu başarıyı getirmekteydi.

Yüksel Yıldırım başkan akıl danıştığı zümre dışında gözünü, gönlünü, bakış açısını Samsun’a kapatmış olması, iş adamı kimliğinin verdiği yönetici ve idareci vasfının böylesi arenalarda hiç de uyumlu olmadığı ortaya çıkmıştır.

Spor Adamı olmak para ve sahip olunan zenginlik ile değil, tümden işin içinde bulunmak, lobi olmak, lobileşmek, el ele, kol kola olmakla alakalı.

Genç danışman gelecek sezon için hazırlanmakta. Genç kardeşimizin edindiği tecrübe, yurt dışında ki izlenimleri ve deneyimleri takımımıza mutlaka bir ivme kazandıracaktır. Ancak kısa sürede bunlar olacak işler olmadığını önceki yazılarımda belirtmiştim.

Samsunspor Kulübü Başkanı Sayın Yüksel Yıldırım da dahi yönetim ve futbolcular ve hele hele teknik ekip ve hele hele futbolcu izleme komitesi suçlu aramak ve suçlu ilan edecek cümleler bulmayı bırakıp bu geminin nasıl limana yanaşması gerektiğinin formülünü bir an önce bulmalıdır.

Bu fotoğraf sonrası kim kalır kim gider bilinmez. Bildiğimiz ve bileceğimiz tek bir şey var artık hatalar zinciri ve beceriksizlikler yüzünden tribüne gelen binlerce taraftarın heyecanının içine edilmemesidir.

Ders almak, ders çıkartmak erdemliktir. Bahanelerin arkasına sığınmadan iğneyi kendine, çuvaldızı karşı tarafa batırma zamanı geldi de geçti bile.